Celal was born about 1920. He passed away in 1985. [1]
Mehmet Güneş'in Celal Özkaya için yerel Hatay Gazetesi'nde yazdığı yazısı:
CELAL ÖZKAYA DENİNCE 1951-1952 Kışında Trakya'da Çorlu topraklarında Yedek Subaylığımı yaptığım birliğe bir akşamüstü Antakya'lı bir grup acemi erlerin geldiğini duydum. Moral vermek ve tanımak için yanlarına gidip Antakya'dan haber sorduğumda içlerinden birinin sözlerini bugün gibi hatırlıyorum: "Abi, Saray Caddesinde Celal Özkaya çok güzel bir PASAJ yaptı" Ve şimdi 1985 yılının son günleri 21 Aralık Cumartesi. Elektrikli müzik aletleriyle yeni tanışan 17 yaşındaki oğlum eve heyecanla girip "Duydunuz mu Celal Özkaya vefat etmiş sözleri... İşte bu iki tarih arasında geçen 40 yıllık bir zaman parçasında kendisiyle tek kelime dahi konuşmayan bu iki nesil Antakya'lının gönlünde taht kuran bir TÜCCARIN tılsımı nedir? Ben Özkayaları o pasaj yapımından çok önceleri tanırım, Celal Beyin küçük kardeşleri Sayın Mehmet, Hayrettin ve Memduh Beylerle yeğeni Sayın Semih Özkaya'dan çok samimi çocukluk günleri geçirmişizdir, benden beş-on yaş kadar büyük olan Celal Özkaya o yıllarda inşaat elektrikleriyle uğraşan sade bir gençken bile kibarlığı, efendiliği ve üstünlüğü hemen fark edilir ve etkisi altında kalınırdı. Kendisine hayranlığım ve büyük saygım ta o günlerden başlar. Çok genç yaşta, Elektrikli ev eşyalarının Antakya satışlarında önder olmuş, geliştirmiş ve bu ticaretin liderliğini kazanmıştır. Antakya ticaret hayatına getirdiği güler yüzlülük, ağırbaşlılık, dürüstlük ve her müşterinin halinden anlayışı ile yarım asırlık ticaret yaşamında bu liderliğini sürdürmüştür. 50 yıllık bu liderliği sırasında hiçbir gün boş GURUR'a kapılmamış, selamını kimseden esirgememiştir. Aşırı hiçbir HIRS'a kapılmamıştır. Kardeşlerinin ve yeğeni Sayın Vecih Özkaya'nın Antakya ve İskenderun'da ticari başarılarının baş destekçisi ve en sevineni olmuştur. Yaptığı ticaretin konusunu hiç değiştirmedi. Fakat yaptığı konu ile bir bütün oldu. Radyo denince, buz dolabı denince, televizyon denince akla hemen CELAL ÖZKAYA geldi. Celal Özkaya denince de bir ciddi tüccar, bir örnek müessese kurucu, bir güzel insan Antakyalıların hatıralarında yıllarca yaşayacaktır. Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter Ve serin serviler altında kalan kabrinde Her seher bir gül açar,her gece bir bülbül öter.
Atayolu Gazetesi'nde çıkan Abdulrezak Beşir'in yazısı:
"BEŞİR"
BİR CELAL ÖZKAYA VARDI
Yazık ki o da öldü. Oysa ne kadar kibardı, ne kadar da sessizdi, uysaldı. Birini bile incittiği, biriyle tartıştığı pek görülmedi, duyulmadı.Tersine hep güzellikler, iyilikler dağıttı, sergiledi, serpti.
Temiz bir yüzü vardı.
Ve de soylu bir kalbi.
Hemen her gelinin çehizinde bir imzası vardı. Memurların ilk durağıydı. Kimseye hayır demezdi. Taksidini ödeyemeyenleri zorlamazdı. Çıkışamazdı ki.. Yaradılışı engeldi. Üstüne üstlük moral da verirdi. Üzülme derdi, ikinci taksitle birlikte ödersin, olur biter.
Şair Ahmet Haşim'in hani "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden" dizesi misali, ağır ağır yükselen severek, sevilerek yükselen biriydi Celal Özkaya.. Ve de gösterişi sevmezdi, seyirci olmayı yeğlerdi.
Her davete mutlaka yanıt verirdi. Ya giderdi ya da bir telgraf çekerdi, bir çiçek yollardı. Çağrıldığı yerlerde, önlerde oturmamaya özen gösterirdi. Flaşlıktan çekinirdi. Sadelik onun ilkesiydi.
Celal Özkaya sadece iyi bir insan, iyi bir iş adamı mıydı. Hayır. İyi bir babaydı ayrıca. Çocuklarını çok iyi yetiştiren, yönlendiren bir babaydı.
Diyebilirim ki, Özkaya ailesinin de orkestra şefiydi. Nerede Özkaya soyadını taşıyan biri varsa onun danışmanıydı, meleğiydi.
Bir akşam üstü alın teriyle yaptığı ve yarattığı mağazasında son nefesini verdi. Cenazesi görkemli oldu. Sevenleri doldu, taştı. Kim duyduysa üzüldü. Çünkü nesli tükenmekte olan o efendi insanlardan biriydi. Gelinlerin, damatların, memurların güleryüzlü anlayanları idi.
Celal Özkaya öldü.
Ama sevdi sevildi.
Bu sevgi mirası çocuklarına ve de Özkaya ailesine yetmez mi? Sevilmek ve sayılmak, altından, elmastan daha değerli değil mi?
Güle güle sevgili Celal Özkaya.
Efendi insan.
No biography yet.[2] Can you add information or sources?